Günümüzde, hasta güvenliği sağlık bakım kalitesinin geliştirilmesi kapsamında ele alınan güncel ve önemli konulardan biridir. Hasta güvenliğinin sağlanmasında ve sağlık hizmeti sunumunun her aşamasında tıbbi hataların önlenmesi temel uygulamalar arasında yer almaktadır. Tıbbi hata; planlanan bir eylemin tamamlanamaması ve istenilen şekilde sonuçlanmaması veya bir amaca ulaşırken yanlış bir planın yapılması olarak tanımlanmaktadır. Tıp Enstitüsü'nün 1999 yılı raporuna göre Amerika'da 45.000-98.000 kişinin tıbbi hatalar yüzünden öldüğü belirtilmektedir. Son araştırmalara göre ise Amerika'da her yıl 251.000 kişi tıbbi hatalarla karşı karşıya kalmaktadır. Amerika'da tıbbi hatalar, ölümlerin %9.5'ini oluştururken ölüme sebep olan kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırayı almıştır. Diğer gelişmiş ülkeler olan Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Almanya ve İngiltere'de de tıbbi hataların verdiği hasarın aynı olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde ise tıbbi hatalara yönelik hala net bir veri olmamasına karşın önemsenecek düzeyde olduğu tahmin edilmektedir. Sağlık çalışanları hataların raporlanması konusunda direnç göstermektedirler. Sağlık çalışanlarının, özellikle hekimlerin tıbbi hataları raporlama konusunda isteksiz davranmaları bildirim sistemlerinin istendik düzeyde sonuç vermediğini göstermektedir. Birçok ülkede hastanelerde tıbbi hata bildirim sistemi kullanımı %10'dan daha azdır. Hatta tıbbi hatalar rapor edilse bile hastaneler hataların yeniden oluşmasını önlemede başarısız olmaktadırlar. Tıbbi hataların hasta güvenliği için genel riskleri sıralanacak olursa; sağlık çalışanlarının aşırı iş yükü ve yorgunluk, invaziv prosedürler, enfeksiyonlar, hasta düşmeleri ve basınç ülserleri gibi çoğaltılarak sayılabilir. Sonuç olarak tıbbi hataları en aza indirmek ve dolayısıyla hasta güvenliğini yükseltmek için tüm bariyerlerin aşılması gerekmektedir. Günümüzde hızla gelişen bilgi teknolojisi hataları azaltabilir. Yapılan çalışmalarda elektronik tıbbi kayıtlar, elektronik reçeteleme, ilaçların bar kodlanması ve karar destek sistemlerinin etkili olduğu gösterilmiştir. Bunun yanı sıra etkin geri bildirim sisteminin kurulması, sağlık çalışanlarının tıbbi hataları bildirmesine yönelik teşvikler, çalışanların eğitilmesi, yöneticilerin hataların önlenmesine yönelik strateji ve çözüm önerileri geliştirebilmeleri büyük önem arz etmektedir.
Today, patient safety is one of the current and important issues addressed in the framework of the improvement of quality of health care. Prevention of medical errors in ensuring patient safety and in every stage of the provision of health care is one of the main practices. The medical error is defined as the failure to complete a planned action and the failure to end in the desired way or the making of a wrong plan when it reaches a goal. According to the 1999 report of the Medical Institute, 45,000-98,000 people in the United States died from medical errors. According to recent research, 251,000 people in the United States are affected by medical errors every year. In the United States, medical errors account for 9.5% of deaths and ranked third after heart disease and cancer. In other developed countries, Canada, Australia, New Zealand, Germany and the UK, the damage caused by medical errors is the same. In our country, it is predicted that the level of concern is at the level of concern, although there is no clear data on medical errors. Health workers are resisting to reporting errors. The behavior of health workers, especially doctors, to report medical errors, indicates that the notification systems do not produce the desired level of results. In many countries, the use of medical error notification systems in hospitals is less than 10%. Even if medical errors are
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|