Bu çalışmada, Asaf Hâlet Çelebi ve Necip Fazıl Kısakürek’in Mansur başlıklı şiirleri, metin merkezli bir yakın okumayla karşılaştırılmıştır. Çelebi’nin Mevlevîlikle ilgisi, Mevlânâ ve Mevlevîlik adlı kitabı ile birlikte değerlendirildiğinde şiirde Mevlevilikteki semâ’ ayinindeki ritüellere gönderme yapıldığını düşündürmektedir. Şiirde sesi duyulan diyalojik öznenin, söylemlerinden hareketle “ölmeden evvel ölen bir Mevlevî dervişi”ni imlediği ve bu dervişin Mevlevî sema’ındaki dervişlerin ney/ sûr sesiyle dirilmeleri gibi “[bütün sesleri bir araya toplayan] büyük kös”ün [=sûrun] sesiyle yeniden dirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Kısakürek’in şiiri ise metnin sunduğu imkânlar ışığında üç farklı anlam düzeyinde yorumlanmıştır: Birinci anlam düzeyinde Mansûr’un, Şeyh Şibli’yi galeyana gelen halktan korumaya çalıştığı; ikinci anlam düzeyinde Mansûr’un “gül” ve “çiçek” nesneleri vasıtasıyla bile olsa “atmak” eylemine iştirak eden Şeyh Şibli’ye incindiği; üçüncü anlam düzeyinde ise Mansûr i
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|