Dünya üzerinde son on yıllarda yaşanan demografik gelişmeler, şehir konusunun “Dünya Şehir-Sistem” çerçevesinde ela alınmasını zorunlu kılmıştır. Yaklaşık olarak, 2000 yılından itibaren Dünya nüfusunun yarıdan fazlası şehirlerde yaşamaya başlamıştır. Günümüz itibariyle dünya nüfusunun yarıdan fazlasının şehirlerde yaşadığı bu mekânlarda insanların benzer beşeri örgütlenmelere girdikleri, benzer üretim ve tüketim süreçlerine tabi oldukları, benzer biçimlerde sınırlar ötesi çevreyi kirlettikleri ve benzer yöntemlerle bu kirlenme ile devlet sınırlarını aşan bir mücadeleye giriştikleri hesaba katılırsa, şehir konusunun bir “Dünya Şehir-Sistem” çerçevesinde ele alınması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bugün dünya üzerinde 200 kadar devlet bulunmaktadır. Bunların aralarında başta siyasi, sosyal ve ekonomik olmak üzere çeşitli ilişkiler mevcuttur. Bu ilişkilere bakılarak, dünya üzerinde uluslar arası bir sistemden bahsedilebilmektedir. Bugün dünya üzerinde 500 kadar milyonluk şehir bulunmaktadır. Bunların birçoğu arasında da benzer ilişkiler mevcuttur. Bu dönüşüme bakılarak, bugün bir Dünya Şehir-Sistem’den bahsetmek mümkün hale gelmiştir. Nitekim 1990’lardan itibaren çeşitli isimler altında bu konu işlenmektedir. “Dünya Şehir-Sistem” yaklaşımı da son on yılların ürünü bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda özellikle belli ekonomik, enformatik ve kültürel özelliklere sahip şehirlerin etkileşim halinde olduğu bir ‘sistem’ kapsamında düşünülmesi söz konusudur. Konuyla ilgili makale ve kitap yazan belli başlı isimlerden bazıları Peter J. Taylor, G. Catalano, D. R. F. Walker, David A. Smith, Michael Timberlake, Jeffrey Kentor, Roberto Capello, gibi az sayıdaki şehirleşme uzmanı ve akademisyendir.
the demographic developments in recent decades have been forced to get in the framework of the city’s “world urban system” in approximately 2000, more than half of the world population began to live in cities as of today as many of the world’s population live in cities, in such places where people enter similar five-arch organizations in similar forms that are subject to similar production and consumption processes, and with similar methods, if they enter into a fight against the state limits, the city’s “world urban system” framework will be manifested by the fact that many of the world’s political relations are among the world’s most popular cities, especially among those who have a political approach
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|