Felsefeden psikanalize, ekonomiden sanata kadar sosyal bilimlerin birçok alanında eserler vermiş olan Eleştirel Teorisyenler, ele aldıkları konular itibariyle 20. yüzyıl Batı Marxizmini yoğun bir biçimde etkilemiş ve dönemin tartışmalarına yön vermiştir. Eleştirel Teorisyenlerin ortaya çıktığı dönemde kitlesel üretimin kültürel ve sanatsal alanda hızlanmış olması, çalışmalarının bu alanda yoğunlaşmasını sağlamış ve birçok düşünür önemli eserler ortaya koymuştur. Özellikle Adorno ve Horkheimer’ın kültür endüstrisi eleştirileri bu çalışmalarınönemlileri arasında yer almaktadır. Çalışmanın amacı kültür endüstrisi kavramını, Eleştirel Teorisyenlerin kültürel ve sanatsal ürünlere, özellikle de sinemaya yaklaşımlarını, metinlerinden yola çıkarak ortaya koymaktır. Çünkü Eleştirel Teorisyenler ve ele aldıkları konular 21. yüzyılda da tartışılmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, ileri kapitalist toplumlarda kültür endüstrisi kitle iletişim araçları sayesinde üretilip, dağıtılmakta ve temel işlevini yitirerek, kültür tekellerinin birer parçası haline dönüşmektedir. Böylelikle endüstri ile iç içe geçmiş olan kültürel ve sanatsal ürünler temel işlevlerini yitirmiş ve birer metaya dönüşmüştür.
From philosophy to psychoanalysis, from economics to art, the Critical Theorists, who have done works in many fields of social sciences, have influenced the 20th century Western Marxism and directed the debates of the time. The acceleration of mass production in the cultural and artistic field during the period of the emergence of critical theorists has made their work focused on this field and many thinkers have shown important works. In particular, Adorno and Horkheimer’s criticism of the cultural industry is among the key of these studies. The aim of the study is to reveal the concept of the cultural industry, the critical theorists’ approaches to cultural and art products, especially to the cinema, from their texts. Critical theorists and the subjects they discussed continued to be discussed in the 21st century. In this context, in advanced capitalist societies, the cultural industry, through the means of mass communication, is produced, distributed and losing its fundamental function, becomes a part of cultural units. Thus, the cultural and artistic products that have intertwined with industry have lost their basic functions and have become a subject.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|