Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 1
 Görüntüleme 462
 İndirme 80
Mukayeseli Hukukta İftira, Suç İsnadı ve Mahkeme Kararları
2016
Dergi:  
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi
Yazar:  
Özet:

 İftira suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler başlıklı Dördüncü Kısmın, Adliyeye Karşı Suçlar isimli İkinci Bölümünde, 267 nci maddede düzenlenmiştir. Maddenin düzenlenişi ve doktrindeki görüşler değerlendirildiğinde, iftira suçunun mağdurunun tüzel kişi olup olamayacağı hususunda tartışmalar bulunduğu görülmektedir. Nitekim devletin mağdur olup olamayacağı hususu da tartışmalı olup, işbu çalışma kapsamında, bir devletin iftira suçunun mağduru olup olamayacağı, özellikle soykırım suçu çerçevesinde incelenecektir.  Türk Ceza Hukuku’na göre, “Devlet” bir suçun faili olamaz, nitekim TCK’nın 20 nci maddesinde “(1)Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. (2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.” şeklinde bir düzenleme yer almakta olup bu husus açıkça belirtilmektedir. Konumuz itibariyle temel sorun bir devletin soykırım suçunun faili olduğu yönünde yapılan bir isnadın iftira suçunun konusunu teşkil edip etmeyeceğidir.  İftira suçu ile ilgili Türk Ceza Kanunu’nun 267 nci maddesindeki düzenlemeye bakıldığında, maddede hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmekten bahsedildiği görülmektedir. Soykırım suçunun, TCK’nın İkinci Kitabının, Uluslararası Suçlar başlıklı Birinci Kısmının, Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar isimli Birinci Bölümünde, 76 ncı maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Bu itibarla yukarıda belirttiğimiz üzere, ceza sorumluluğunun şahsiliği gereği, ceza hukuku bağlamında bir devletin soykırım suçunun faili olması mümkün olmayıp, bir devlet hakkında soykırım suçunu işlediği iddiasının iftira suçunun konusunu oluşturması mümkün değildir. Ancak, bir devletin yöneticilerinin soykırım suçunun failleri oldukları iddiasında bulunmak, bir suç isnadı gerçekleşmiş olacağından, şayet 267 nci maddedeki koşullar sağlanıyorsa, iftira suçunun konusunu oluşturabilecektir.  Diğer ülkelerin ceza kanunlarına bakıldığında da, iftira suçunun düzenlenişi itibariyle, genel olarak suçun masum kişilere suç isnadında bulunulması şeklinde düzenlendiği görülmektedir. TCK’nın 301 inci maddesinde olduğu gibi, hemen hemen her devletin, ceza kanununda veya çıkarılan bir ek kanunda, kendisine karşı yöneltilen aşağılayıcı, küçük düşürücü veya karalayıcı söylemlere karşı kendini koruduğu ve bu tür ifadelerin kullanılmasını suç olarak düzenlendiği görülmektedir. Bu kapsamda her ne kadar bir devlete karşı yöneltilen soykırım isnatları iftira suçunun konusunu oluşturmaya elverişli bulunmasa da, TCK m.301 gibi diğer ülkelerin kanunlarında da yer alan düzenlemelere, yapılan isnat yöneticilere ilişkin ise, iftira suçunu düzenleyen maddelere başvurulması mümkündür. 

Anahtar Kelimeler:

Criminal Procedure, Criminal Procedure and Court Decisions
2016
Yazar:  
Özet:

The criminal offence is regulated in Article 267 of the Turkish Criminal Code (TCK) Crimes Against the Nation and the State and the Final Sentences, Section II of the Fourth Section, Crimes Against the Court. When the regulation of the article and the opinions in the doctrine are assessed, there is a debate about whether the victim of the false crime is a legal person or not. In fact, the question of whether or not the state is a victim is also controversial, and in the framework of this study, the question of whether or not a state is a victim of a false crime, especially in the framework of a crime of genocide, will be examined.  According to the Turkish Criminal Law, the "Government" cannot be the fault of a crime, but in Article 20 of the TCK "(1) is a person of criminal liability. No one can be held responsible for someone else’s behavior. (2) The punishment of legal persons cannot be applied. However, sanctions as a security measure provided for by the law are hidden due to the crime.” It is a form of arrangement, and this is clearly stated. The main issue is whether a state is committed to a crime of genocide or not.  In view of the provisions of article 267 of the Turkish Criminal Code relating to fraud, it appears that the article is referred to in order to ensure the initiation of an investigation and prosecution or the application of an administrative sanction to a person to impose an unlawful fact. The crime of genocide is described in Section 76 of the Second Book of the International Crimes, Section 1 of the International Crimes, Section 1 of Genocide and Crimes Against Humanity. In this regard, as we have mentioned above, the personality of criminal liability makes it impossible for a state in the context of criminal law to be a criminal of genocide, and it is impossible for a state to be the subject of a false crime of the claim that it committed genocide against a state. However, claiming that the governors of a state are the persons who committed a crime of genocide may be the subject of a false crime, if the conditions provided for in Article 267 are provided.  When it comes to the criminal laws of other countries, it seems that according to the regulation of the fraud crime, the crime is generally arranged in the form of the criminal case of innocent persons. As in Article 301 of the TCK, it appears that almost every state, in the criminal law or in an extra law, protects itself against humiliating, minor humiliating or humiliating statements against it and that the use of such statements is a crime. In this context, although genocide allegations against a state are not suitable for the subject of a false crime, it is possible to apply to the regulations contained in the laws of other countries, such as TCK m.301, if the allegations are related to the rulers of the allegations, to the articles that regulate the false crime.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler










Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi