Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 5
 Görüntüleme 87
 İndirme 40
Erken Dönem Hadis Çalışmalarında Şiîlik İthamları -hadis Tarihi Çerçevesinde Bir İnceleme-
2018
Dergi:  
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Şîa’nın bir mezhep olarak ortaya çıkışından önceki bir dönemde Ehl-i hadîs âlimleri tarafından kaleme alınan ricâl türü eserlerde bazı râvilerin Şiî düşüncelerle ilişkilendirildikleri görülür. Hicrî ilk üç asırdaki Şiîlik ithamları doğal olarak bir mezhebe mensubiyeti değil, bir düşünme ve inanç tarzına yakınlığı ifade eder. Bu yakınlık genellikle Hz. Ali’nin savaşlarındaki haklılığı ve muhaliflerinin haksızlığına inanmak ve bunu açıkça dile getirmek, Şiî cemaat yapılarıyla içli dışlı olmak, ashâb hakkında eleştiride bulunmak ya da onları tezyif etmek, Hz. Ali ya da Ehl-i beyt’in fezâili veya sahâbenin mesâlib/meâyibi hakkındaki rivayetleri derlemek ya da nakletmek, Hz. Ali’nin Hz. Osman’a ya da Hz. Ebû Bekir veya Hz. Ömer’e üstünlüğüne inanmak, Şiî temelli isyanlara fiilen katılmak ya da bu isyanları meşru görmek, Şiî cemaatlerce benimsenen bazı ayırıcı itikadî veya fıkhî görüşleri kabul etmek gibi farklı alanlarda gözlemlenebilir. Klasik dönem tarih, tabakât, terâcim, ricâl eserleri tarandığında 207 Kütüb-i Sitte râvisinin farklı lafızlarla Şiî düşüncelere mensup olmakla itham edildiği görülmektedir. Râvilerin ve râvilerin Şiî olup olmadıklarının tespiti için belli yöntemler öneren bu makale ilgili râvi grubu üzerinden şu dört temel soruya birtakım cevaplar verilebileceğini iddia etmektedir: 1- Sünnî ve Şiî ders halkalarının ayrışma tarihi, 2- Sünnî-Şiî rivayet geçişkenliklerinin dönemi, 3- Ehl-i bid‘at’ten hadis rivayeti, 4- Cerh-ta‘dîlin icra edilme tarzı. İlk sorunun cevabı müttehem râvilerin dönemleri, coğrafyaları ve Şiî eğilimlerinin oranı çerçevesinde verilir. Gerek müttehem gerekse farklı oranlarda Şiî eğilimler taşıyan râvilerin dönemleri Sünnî-Şiî ders halkalarının ayrışma zamanın hicrî 3. asrın başları olduğunu ortaya koyar. Bunun öncesinde ise Şiî eğilimli râviler her iki ekolün ders halkalarına girip çıkmaktaydılar. İkinci olarak Sünnî-Şiî rivayet geçişkenliğinin büyük oranda 2./8. asırda ve Şiî eğilimli râviler eliyle temin edildiği anlaşılmaktadır. Üçüncü olarak Ehl-i bid‘at’ten hadis rivayeti hakkında klasik hadis usûlü kaynaklarında çizilen teori ile pratik durum arasında ciddi farklılıkların olduğu açıktır. Zira Kütüb-i Sitte’de Şiî eğilimli onlarca râvinin bulunması muhaddislerin erken devir üsluplarının etraflıca alınması gerektiğini gösterir. Makalenin son iddiası ise erken dönem cerh-ta‘dîl pratiğinin genel kabullerin aksine neredeyse her zaman rivayet edilen metinler üzerinden işletildiğidir. Râvinin zabtının tespitinde zaten muâraza/mukâbele dışındaki yöntemler nadiren kullanılırken bu makale râvinin adaletinin tespitinde de rivayetlerin etkili olabileceğini teorik olarak iddia etmektedir. Bu noktada ileri sürülen argüman ise münekkitler ile râviler arasında birebir görüşme imkanının çoğu zaman olmayışıdır. Cerh-ta‘dîl bilgisinin hoca-talebe ilişkisi ile alınmış olma ihtimali veya râvi hakkındaki ithamların münekkitler arasında yaygın olarak bilindiği gibi kabuller ise tam olarak dışlanmasa da hem ispatlanmalarının zorluğu hem de oran olarak çok olmamaları nedeniyle makul bulunmamıştır. İlgili râvi grubunun güvenilirlik durumları veya etnik kökenleri de burada tartışma konusu yapılmıştır ve bu konular üzerinden bazı yargılara varılmıştır. Makalenin nihai hedefi ise ricâl kitaplarındaki statik bilgilerin hadis tarihi açısından nasıl anlamlı kılınabileceğini göstermektedir. Zira bu tarz bir arayış ancak ilgili kitaplara yönelik tematik yaklaşımlarla mümkündür. Nitekim burada yapılmaya çalışıldığı üzere belli bir tema etrafında anılan râvilerin durumlarının farklı açılardan tahlil edilmesi sadece o râvilere ilişkin çıkarımlar yapılmasına değil hadis tarihinin kapalı kalan dönemleri ve tartışma konularına dair de birtakım fikirler yürütülmesine imkan verecektir.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 859
Atıf : 2.422
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini