Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 5.446
 İndirme 139
 Sesli Dinleme 8
Hatay Sorunu’nun Çözümünün İkinci Dünya Savaşı Öncesi Avrupa’daki Siyasal Gelişmeler Işığında Değerlendirilmesi
2020
Dergi:  
Belgi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Hatay’ın bağımsızlığını elde etmesine giden üç yıllık sürecin başlangıcı, Fransa’nın 1936 yılında Suriye’ye bağımsızlık vereceğini açıklamasına dayanmaktadır. Misak-ı Millî sınırları içerisinde yer alan, İskenderun Sancağı (Hatay) 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması ile Fransa’nın mandası altındaki Suriye sınırları içinde bırakılmış ve bu sancağa özel bir yönetim şekli tanınmıştır. 1921 Ankara Antlaşması’nın Sancak’a ilişkin hükümleri 1923 Lozan Barış Antlaşması’nın 3.maddesi ile de teyit edilmiştir. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hatay ismini verdiği İskenderun Sancağı, 1936 yılından itibaren Türk dış politikasının birinci derecede önemli meselesi hâline gelmiştir. 1936 yılında Fransa’nın Suriye bölgesindeki manda yönetimini kaldırarak, bölgeye bağımsızlık tanımaya karar vermesi üzerine Sancak’ta yaşayan Türklerin geleceğinin Suriye yönetimine bırakılması Türk Hükûmeti ve bölge halkı tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Zira Fransa, Suriye’den çekilirken Hatay da Suriye yönetimine bırakılıyordu. Türkiye, Hatay’ın bağımsızlığı için 1936 yılının Aralık ayında Milletler Cemiyeti nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Türkiye’nin kararlı tutumu bir süre sonra sonuç vermiş; İngiltere’nin de desteğiyle Türkiye ile Fransa arasında gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde Hatay, 1937’de bir varlık, 1938 yılında ise bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle 1937-1938 yıllarında Hatay konusunda Türkiye ile Fransa arasında yaşanan krizüst seviyeye ulaşmıştır. Hatay meselesinin olumlu bir safhaya geçebilmiş olması her şeyden önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ardından İsmet İnönü idaresinin azimli ve kararlı politikası ile uluslararası siyasi konjonktürün tamamen değişmiş olması sayesindedir. Bağımsız Hatay Devleti’nin anavatana katılmasını sağlayan süreç, 1939 yılı başı itibariyle Avrupa’daki siyasi gelişmelerden dolayı hız kazanmıştır. Türkiye’nin Hatay’ın anavatana katılması yönündeki nihai hedefi, 1939 Mart ayından itibaren Avrupa’da olayların savaşa doğru bir yön alması ve Batılı devletlerin Barış Cephesi çabaları dolayısıyla gerçekleştirilmiştir. İngiltere ve Fransa için Türkiye'nin stratejik konumu çok değerliydi; bu sebeple olası bir savaşta Almanya ve İtalya’ya karşı Akdeniz’de Türkiye’nin müttefikliği gerekliydi. 1930’lı yıllardaki İngiltere’nin yatıştırma politikasına rağmen Almanya’nın Mart 1939’da Çekoslovakya’yı işgali, ardından İtalya’nın Nisan 1939 ayında Arnavutluk’u işgali, İngiltere’yi bir takım karşı tedbirler almaya itmiştir. Türkiye ve İngiltere arasında 12 Mayıs 1939'da ortak bir beyanname imzalanmıştır. Bahse konu beyanname ile iki ülke, savaşın Akdeniz bölgesine yayılması hâlinde taraflar arasında karşılıklı yardım ve iş birliği konularında anlaştıklarını ilan etmiştir. 12 Mayıs 1939 tarihli Türk-İngiliz Ortak Beyannamesi Hatay sorunun çözümüne ilişkin bir dönüm noktası olmuş, bu durumda artık Fransa için Türkiye ile uzlaşmaktan başka bir yol kalmamıştır. Zira dönemin şartlarına bakıldığında Fransa’nın tek başına İngilizlerden ayrı bir politika izleyerek, Mihver devletlerini oluşturan Almanya ve İtalya ile karşı karşıya gelmesi mümkün görülmemektedir. Dönemin siyasi gelişmeleri zoraki olarak Fransa’yı Türkiye ile anlaşmaya zorlamış; ancak Fransa, Hatay konusunu asgari zayiatla atlatmayı, bazı hakları elinde tutmayı amaçlamıştır. Fakat Türkiye’nin kararlı tutumu, aynı zamanda Avrupa’daki savaş öncesi siyasi durum dolayısıyla şartlar, Türkiye’nin lehine gelişmiş ve İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Hatay, anavatana katılmıştır. 17 Haziran 1939’da başlayan ve altı gün kadar devam eden Türk-Fransız görüşmeleri, 23 Haziran 1939 tarihinde Ankara’da “Türkiye ile Suriye arasında toprak sorunlarının kesinlikle çözümüne ilişkin” bir anlaşma imzalanmasıyla son bulmuştur. Fransa ile Hatay sorununun çözümü üzerine aynı gün öğleden sonra Paris’te Türk ve Fransız yetkililer arasında 12 Mayıs 1939 tarihli beyanname ile aynı mahiyette olan Türk-Fransız Ortak Beyannamesi imzalanmıştır. Sonuç itibariyle İkinci Dünya Harbi’nin hemen öncesinde Türkiye’nin dış politikasını İtalya ve Almanya gibi yayılmacı devletlere karşı İngiltere ve Fransa gibi statükodan yana yayılmacı karşıtı devletlerle işbirliği yönünde belirlediği görülmektedir. Bu suretle İkinci Dünya Harbi yaklaşırken Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politikaları karşında Türkiye’nin jeopolitik önemini kavrayan Fransa, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına razı olmuştur. Çalışmanın ana materyalini, yerli ve yabancı arşiv belgelerinin yanı sıra konuya ilişkin başvuru eserleri oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler:

The Solution To The Problem Of The War Before The Second World War Is Assessed By The Political Developments In Europe.
2020
Dergi:  
Belgi Dergisi
Yazar:  
Özet:

The beginning of the three-year process of Hatay’s independence is based on the announcement that France will grant independence to Syria in 1936. Located within the National borders of Misak, the Alexandrian Sanctuary (Hatay) was left within the Syrian borders under the mandate of France by the Ankara Treaty of 20 October 1921, and this sanctuary was recognized as a special form of governance. The provisions of the 1921 Ankara Treaty relating to Sancak were also confirmed by Article 3 of the 1923 Lozan Peace Treaty. The Alexander's Sanctuary, which has been named Hatay by President Gazi Mustafa Kemal Atatürk, has since 1936 become the first-degree important issue of Turkish foreign policy. In 1936, the decision of France to recognize independence from the region by removing the mandate administration in the Syrian region, the future of the Turks living in Sancak was left to the Syrian government and the people of the region were welcomed with reaction. While France was withdrawn from Syria, Hatay was left to the government of Syria. In December 1936, Turkey took diplomatic efforts for Hatay’s independence. The firm attitude of Turkey came to the end after a while; as a result of the talks between Turkey and France with the support of Britain, Hatay appeared in 1937 as an asset and in 1938 as an independent state. It reached the crisis level between Turkey and France in the years 1937-1938. The fact that the Hatay issue has been able to pass to a positive stage is, first of all, because Gazi Mustafa Kemal Atatürk, then the determined and determined policy of the Islamic State administration and the international political context have completely changed. The process that allowed the Independent Hatay State to join the native has accelerated since the beginning of 1939 due to political developments in Europe. The final goal of Turkey to join Hatay's homeland was achieved by the efforts of the Western Peace Front and the events in Europe to take a direction towards war from March 1939. For Britain and France, Turkey’s strategic position was very valuable; therefore, in a possible war against Germany and Italy, Turkey’s alliance in the Mediterranean was necessary. Despite Britain's calming policy in the 1930s, Germany occupied Czechoslovakia in March 1939, then Italy occupied Albania in April 1939, pushing Britain to take a group of countermeasures. On May 12, 1939, a joint statement was signed between Turkey and Britain. The two countries announced that they agreed on mutual assistance and cooperation in the event of the war spread to the Mediterranean region. The Turkish-English Joint Declaration of May 12, 1939 was a turning point on the solution of the Hatay issue, in which case France has no more way to negotiate with Turkey. In view of the circumstances of the time, it is impossible for France to face Germany and Italy, which form the Mikhver states, by following a separate policy from the British alone. The political developments of the period forced France to reach an agreement with Turkey, but France intended to overcome the Hatay issue with a minimum of loss, retaining some rights in possession. But the firm attitude of Turkey, also due to the pre-war political situation in Europe, the conditions developed in the benefit of Turkey and immediately before the Second World War, Hatay joined the country. The Turkish-French talks, which began on 17 June 1939 and lasted up to six days, ended with the signing of an agreement in Ankara on 23 June 1939 "on the absolute solution of the territorial problems between Turkey and Syria". The French-Turkish Joint Declaration was signed on the same day afternoon in Paris between the Turkish and French officials on 12 May 1939. As a result, it appears that immediately before the Second World War, Turkey’s foreign policy was determined in the direction of cooperation with the anti-dispersion states on the side of the statute against spreading states such as Italy and Germany, such as Britain and France. In this way, France, which understands the geopolitical importance of Turkey in the face of the spreading policies of Germany and Italy while the Second World War is approaching, has agreed to the participation of Hatay in Turkey. The main material of the study consists of domestic and foreign archive documents as well as application works related to the subject.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler
Belgi Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 314
Atıf : 534
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini