Atıf Sayısı
1
Görüntüleme
63
İndirme
30
Öncelikle 2013 yılının ilk yarısından itibaren Ortadoğu artan bir biçimde mezhepsel çatışmaların yayılmasına sahne olmuş ve bu sebeple iç savaşın patlak verdiği Irak ve Suriye’de yaşanan olaylar dizisi Türkiye’yi olumsuz manada etkilemiştir. Bu durum gün geçtikçe daha vahim bir hal almış ve Türkiye’ye karşı gerçekleştirilen terör saldırılarında artışlar yaşanmıştır. Türkiye’nin güney sınırında oluşan siyasi boşluğu dolduran Daeş1 ve PKK gibi terör örgütleri Türkiye’nin ve uluslararası toplumun barış ve güvenliğini ciddi biçimde tehlikeye atmıştır. Bilindiği gibi meşru müdafaa için olmazsa olmaz şart silahlı bir saldırıya uğramaktır. Kanaatimiz bu terör örgütlerinin Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğu saldırıların yoğunluğu ve şiddetinin artık silahlı saldırı seviyesine ulaştığı yönündedir. Diğer yandan, Türkiye’ye yönelen mülteci akını da sorunu daha da içinden çıkmaz bir hale sokmuştur. Hal böyleyken son dönemde şimdiye kadar tartışmaya açılmayan Türkiye’nin Başika’da yapmış olduğu zorunlu müdahalelerin hukuki meşruiyeti Irak hükümetince tartışmaya açılmıştır. Irak hükümetinin tutumunun hukuka ve bölgedeki gerçekliğe ne derecede uyumlu olduğundan ilk aşamada söz edilecektir. Akabinde, makalemizin temel argümanını oluşturan kuvvet kullanımı ve meşru müdafaa konuları konu bağlamında irdelenecektir. Türk müdahalelerinin bu kavramlar açısından uygunluğu ve başvurulabilirliği müdahalelerin meşruiyeti açısındanönemli noktayı teşkil etmektedir. Ayrıca meşru müdafaadan söz ederken uluslararası hukukta ‘Zaruriyet Doktrini’ olarak ifadesini bulan olgu çerçevesinde de Türk müdahaleleri analiz edilmeye çalışılacaktır. Zaruriyet Doktrininin Türk müdahalelerinin meşruiyetine önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanında yapacağımız bu analiz ve değerlendirmelerde Türk müdahalelerinin uluslararası hukuk metinleri ile örnek olaylar ışığında incelenmesi yapılmasına önem atfedilecektir. Çünkü meşruiyetin gerekçelendirilmesinde zeminin sağlam olması buna bağlı olarak gerçekleşecektir. Aynı şekilde yapılan müdahalelerin koruma sorumluluğu doktrininde insani krizin çözümü için öngörülen temel prensiplere sağladığı katkı da değerlendirilecektir. Bu hususların tümü Türkiye’nin müdahalesinin hukuki meşruiyeti ve ne ölçüde haklı olduğu açısından büyük önem taşımaktadır.
First of all, since the first half of 2013, the Middle East has been the scene of increasing diffusion of religious conflicts, and therefore the series of events in Iraq and Syria that the civil war has exploded has affected Turkey negatively. The situation has become more and more violent and there has been an increase in terrorist attacks against Turkey. Terrorist organizations like Daesh1 and PKK, which fill the political gap on the southern border of Turkey, have seriously threatened the peace and security of Turkey and the international community. If it is not necessary for a legitimate defense, it is necessary to be subjected to a armed attack. The intensity and violence of the attacks carried out by these terrorist organizations in Turkey has now reached the level of armed attacks. On the other hand, the refugee flow to Turkey has also made the problem even more out of the way. The legal legitimacy of the compulsory interventions made by Turkey in Başika, which have not yet been open to debate in the last period, has been open to debate in the Iraqi government. It will be discussed in the first stage of how much the attitude of the Iraqi government is consistent with the law and reality in the region. In the end, the use of force and legitimate defence issues that form the basic argument of our article will be discussed in the context of the topic. The accuracy and applicability of Turkish interventions in terms of these concepts is an important point in terms of the legitimacy of the interventions. In the context of the fact that it is expressed as the "Doctrine of Zarurity" in international law while speaking of legitimate interference, the Turkish interventions will also be tried to be analyzed. The doctrine of Zarurity is believed to be a significant contribution to the legitimacy of Turkish interventions. In addition, in these analyses and evaluations we will make the importance of the investigation of Turkish interventions in the light of international law texts and examples of events. For the reasoning of the legitimacy is that the ground will be solid according to it. The contribution of interventions in the protection responsibility doctrine to the basic principles provided for the resolution of human crisis will also be assessed. All of these aspects are of great importance in terms of the legal legitimacy of the intervention of Turkey and the extent to which it is justified.
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
