
Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Yazarlar: Markus HEINTZEN
Konular:Hukuk
Anahtar Kelimeler:Vergi idaresi,Re’saraştırma ilkesi,Dijitalleşme,Şahsi beyan,Risk yönetim sistemleri
Özet: Re’sen araştırma ilkesi, Alman idare hukukunun, temelleri anayasa hukukunda bulunan geleneksel bir unsurudur. Bununla birlikte, Temmuz 2016’da yürürlüğe giren Vergi Usulünün Modernleştirilmesi Hakkında Kanun, münhasıran otomasyon esasına dayanan ve dosyaların bir memur tarafından incelenmesine (Vergi Kanunu m. 155/4) gerek bırakmayan yeni vergi hesaplama modeliyle, İdari Usul Kanunu’nun 1977’den beri süregelen geleneğini sarsmıştır. Bu modelde, elektronik vergi beyannamelerini inceleyen, algoritmalarla çalışan ve risk yönetim sistemi adı verilen bir bilgisayar sistemi kullanılmaktadır (Vergi Kanunu m. 88/5). Bu çalışmanın temel sorusu şudur: Kanun koyucu yeni düzenlemeyle re’sen araştırma ilkesinden şahsi beyana dayalı sisteme mi dönmüştür? Bunun cevabı “hayır!”dır. Re’sen araştırma ilkesi, vergilendirmeye esas teşkil eden olguları elde etme usulleri bakımından, her zaman özel bir statüsü olan toplu vergilendirmeden tutun, mahkeme tarafından verilen iltica başvurusu kararlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayabilir. Dosyaların bir bilgisayar tarafından işlemden geçirilmesi ve artık belge sunulmaması; bunun yerine belgelerin şüpheli durumlar için saklanmasının gerekli olması olguları, tek başlarına köklü bir rejim değişikliği yapıldığının söylene- bilmesi için yeterli değildir. Vergi idaresinin personel sayısı, bu görevlerin yerine getirilmesini imkansız kılacak ölçüde azaltılamaz. Anayasa hukuku ilkeleri olan kanunilik ilkesi ve vergilendirmede eşitlik ilkesi, bu bağlamda az vergilendirmeyi yasaklamakta ve değerleme zorunluluğu getirmektedir.